
Muhdesat, kelime anlamı olarak “sonradan meydana getirilmiş şey” demektir. Gayrimenkul hukukunda ise bir taşınmazın üzerinde veya altında, asıl taşınmazdan ayrı olarak sonradan yapılmış ve ekonomik değeri olan yapı, tesis ya da eklentileri ifade eder.
Detaylandıracak olursak; tapuda kayıtlı olan taşınmazın asıl niteliği örneğin “tarla” ya da “arsa” olabilir. Ancak zaman içinde bu taşınmazın üzerine bina, kuyu, ağaç, depo, sera, elektrik direği veya benzeri bir yapı yapılabilir. İşte bu yapılar, taşınmazın asıl niteliğinden bağımsız olarak ortaya çıktıkları için muhdesat sayılır. Muhdesat, taşınmazın asli unsuru değil, sonradan eklenen bir unsurudur.
Muhdesat kavramı özellikle ortak mülkiyet, miras ve kira ilişkilerinde önem kazanır. Örneğin bir tarla üzerinde iki ortak varsa ve ortaklardan biri kendi imkânlarıyla tarlaya bir sera kurarsa, bu sera muhdesat kabul edilir ve diğer ortakların hakkına doğrudan dahil edilmez. Aynı şekilde kiracının, kiraladığı arsa üzerine yaptığı baraka veya sundurma da muhdesat sayılır. Bu tür muhdesatlar, malik ile kullanıcı arasında ileride doğabilecek uyuşmazlıklarda tapu kayıtlarında veya mahkeme kararlarında ayrıca belirtilir.
Pratikte muhdesat, çoğunlukla “muhdesat şerhi” ile karşımıza çıkar. Tapu kaydına muhdesat şerhi düşüldüğünde, taşınmazın üzerinde kime ait olduğu belirtilen yapılar veya tesisler resmi olarak kayıt altına alınır. Bu sayede hem taşınmazın hem de muhdesatın mülkiyet hakkı korunur.