
Çıplak mülkiyet, bir taşınmazın mülkiyet hakkına sahip olunmasına rağmen o taşınmaz üzerinde kullanma (intifa) ve yararlanma haklarının başkasına bırakılması durumunu ifade eder. Yani çıplak mülkiyet sahibi, taşınmazın gerçek maliki olmasına rağmen taşınmazı fiilen kullanamaz ya da ondan gelir elde edemez.
Detaylandıracak olursak; mülkiyet hakkı aslında üç temel unsurdan oluşur: kullanma (usus), yararlanma/gelir elde etme (fructus) ve tasarruf etme (abusus). Çıplak mülkiyet ise bu üç unsurdan yalnızca tasarruf hakkını içerir. Kullanma ve yararlanma hakları başkasına devredildiğinde (örneğin intifa hakkı verilmişse), malik sadece çıplak mülkiyet sahibi olarak kalır.
Örneğin bir baba, evinin mülkiyetini oğluna devredip kendi üzerine “intifa hakkı” koydurursa, oğul çıplak mülkiyet sahibi olur. Yani evin sahibi resmi olarak oğuldur, fakat evi kullanma ve ondan faydalanma hakkı babadadır. Baba yaşadığı sürece evden kira geliri elde edebilir veya içinde oturabilir; oğul ise yalnızca çıplak mülkiyet hakkına sahip olur. Baba vefat ettiğinde intifa hakkı sona erer ve oğul, taşınmazın tam mülkiyetine kavuşur.
Bu kavram özellikle miras, bağış ve veraset planlamasında çok sık kullanılır. Çıplak mülkiyet devri, hem mülk sahibinin yaşamı boyunca taşınmaz üzerindeki kullanım hakkını korumasını hem de ileride taşınmazın tam mülkiyetinin güvence altına alınmasını sağlar.